EL EZHER’İN TARİHİ FETVASI

“Şeyh Abdülmecit Selim” Ezher Üniversitesi Rektör­lüğü döneminde Ehl-i Beyt mezhebine uymanın caiz ol­duğuna dair fetva vereceği sırada sömürgeciler Ehl-i Sün­net’in kutsal de­ğerlerine hakaret içeren bir kitap yayınla­yarak İslami Mezhep­leri Yakınlaştırma Kurulu’yla işbirliği yapan âlimlere da­ğıttı.

Yayınevinin adı, basım tarihi ve yeri belli olmayan söz ko­nusu kitap Şii âlimlerden birine nispet verilmişti. Mez­kûr kitap müessesenin üyelerine dağıtıldıktan sonra Şii mezhebi hak­kında olumsuz önyargılar oluşmaya başladı.

Kuşkusuz bu komplonun arkasında sömürgeci güçler vardı. Abdülmecit Selim önceden planlanan bu komplo­nun toplumda Şia’ya karşı meydana getirdiği kin ve nef­retten dolayı söz ko­nusu fetvayı veremedi. Bu yüzden daha uygun bir fırsatı bek­lemek zorunda kaldı. Lakin ölümüne neden olan hastalığı bu fetvayı yayınlamasına izin vermedi. Bundan dolayı yıllar sonra öğrencisi Şeyh Mahmud Şaltut bu fetvayı verdi. Böylece söz konusu fet­vayı vererek İslam dünyasında tanınmak, Şeyh Mahmud Şaltut’a nasip oldu.

Şeyh Mahmud Şaltut’un fetvası üç önemli mesaj içeri­yordu, bunlar:

1- Müslümanlar sadece Ehl-i Sünnet’in dört mezhebin­den birini taklit etmek zorunda değildir. Her Müslüman istediği mezhebe uyabilir.

2- Fıkhı bir mezhepten başka bir fıkhi mezhebe geçiş caiz­dir.

3- Sünni olan Müslümanlar İmamiye Şiası fıkhıyla da amel edebilirler.

Fetva’nın Metni

Şeyh Mahmud Şaltut, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve İmam Sadık (a.s.)’ın doğum gününe denk gelen 1 Ocak 1958’de İmamiye Şiası, Zeydiye, Şafii, Hanbelî, Hanefi ve Maliki mezheplerinden temsilcilerin bulunduğu İslami Mez­hepleri Yakınlaştırma Cemiyetinin bir toplantısında fıkhi açı­dan Şia mezhebine uymanın caiz olduğu yönün­deki fetvasını verdi.

Fetvanın metni şu şekildedir:

Şeyh’e soruldu:

Bazı Müslümanlar bir kimsenin ibadetlerini ve alış-ve­rişle­rini şer’i açıdan doğru bir şekilde yerine getirebilmesi için meş­hur dört mezhepten birine uyması gerektiğine inanıyorlar. La­kin İmamiye Şiası veya Zeydiye mezheple­rinin adı bu dört mezhep arasında zikredilmemektedir. Size göre bu iki mez­hepten birine uymanın şer’i açıdan bir sakıncası var mıdır?

Şeyh cevap verdi:

İslam dini kendisine inananları belli bazı mezheplere uymak zorunda bırakmamıştır. Her Müslüman doğru bir şekilde nakle­dilmiş ve ahkâmları kendi kitaplarında yazılı olan herhangi bir mezhebe uyabilir. Söz konusu dört mez­hepten birine mensup olan bir Müslüman bu dört mezhep dışında başka bir mezhebe geçebilir.

Caferi mezhebi olarak bilinen İmamiye mezhebine uy­mak diğer Ehl-i Sünnet mezheplerine uymak gibi şer’i açıdan caiz­dir.

Dolayısıyla Müslümanlar söz konusu mezhep hakkın­daki yersiz taassuplarından vazgeçerek bu hakikati anla­malıdır. Zira Allah’ın dini herhangi bir fırkanın tekelinde değildir. Bütün mezhep kurucuları müçtehittiler ve içti­hatları ilahi dergâhın indinde kabul edilecektir. Müçtehit olmayan kimseler herhangi bir mezhebe uyup o mezhebin fıkhıyla amel edebilir. Bu hu­susta ibadetler ve muameleler arasında hiç bir fark yoktur.

Bu fetvanın yayımlanması bütün İslam dünyasında yankı uyandırdı. Ehl-i Sünnet ve Şia arasındaki ilişkilerde bir devrim sayılan bu fetva mütefekkirlerin çoğu tarafın­dan kabul gördü. Bazı dar görüşlü ve kindar kimseler ise fetvadan dolayı Şeyh Mahmud Şaltut’u şiddetle eleştir­meye başladı.

Şeyh Mahmud Şaltut’u şiddetle eleştirenlerden biri; “Siz sa­pık mezheplerden biri olan Şia’yı resmi bir şekilde tanıdınız” dedi.

Şeyh Mahmud Şaltut ise sakin bir şekilde; “Ben bunu Allah rızası için yaptım” dedi.

Allame Muhammed Taki Kumi yukarıdaki olayı anlat­tıksan sonra Şeyh Mahmud Şaltut hakkında şöyle demek­tedir: “Ona o kadar inanıyor ve güveniyorum ki kıyamette layık görülen her yere onunla birlikte gitmeye hazırım; isteyen kabul etsin veya etmesin fark etmez.”

Fetvayı Yayımlama Nedenleri

Bu fetvanın yayımlanmasının önemli nedenlerinden biri Şeyh Mahmud Şaltut’un Şii âlimler tarafından yazılan fıkıh ki­taplarını incelemesi ve fıkhi meseleler hakkında ileri sürülen delilleri kabul etmesidir.

Şeyh Muhammed Cevad Muğniye bu konu hakkında şöyle diyor: “Mısır’ı ziyaretim sırasında Ezher Üniversi­tesi Rektörü Şeyh Mahmud Şaltut’u görmeye gittim. Ya­nında birçok âlim vardı. Caferi mezhebine uymanın caiz olduğu yönündeki fetva­sının nedenini sordum. Bana; “si­yasi nedenlerden dolayı bu fet­vayı vermedim. Bunun tek nedeni Şia’nın bazı fıkıh kitapla­rıydı. Ben bazı ahlaki ve nazari konuları çeşitli mezheplerin ilgili kitaplarında in­celediğimde Şia ulemasının sunduğu delil­lerin daha güçlü olduğunu gördüm. Bu yüzden söz konusu fet­vayı verdim” dedi. Ardından diğer âlimlere de Şia kitaplarını incelemeyi tavsiye etti.”

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*