Üç yıl önce Al-i Suud rejimi, Suudi Arabistanlı mücadeleci ve özgürlükçü din alimi Şeyh Nemr Bakır el-Nemr’i acımasız bir cinayetle şehit etti. Bu olaydan üç yıl geçmesine rağmen Al-i Suud’un sütunları hala bu isimle titriyor.
Şeyh Bakir el-Nemr’in şehadetinden üç yıl geçiyor, ama Al-i Suud’un sütunları bu isimle titremeye devam ediyor ve Şeyh Nemr’in sesi özgürlükçülerin ve dünya Şia’larının nefeslerinden bu rejimin üstüne düşüyor.
“Ben, Nemr Bakır el-Nemr’im ve bilinçli olarak itiraf ediyorum ki benim tarafımdan yayınlanan bütün konuşma ve açıklamalar sadece benim irademdendi ve ben bu işten pişman değilim.” Bu sözler, şehitler serdarı İmam Hüseyin as’ın özgürlük, kurtuluş yolunda ve zamanının yöneticilerinin baskı altına alma mücadelesinde adımlar atmış ve bu yolda şehit edilmiş bir kişiye aittir.
Al-i Suud’un bu cinayetinden üç yıl geçmesine rağmen, Şeyh Nemr’in sesi Suudi Arabistanlı Şiaların ağızlarından çıkmaya devam ediyor ve Al-i Suud’un üstüne düşüyor. Suudi Vahhabiler, Şeyh Nemr’in sesini şehadetle sonlandıracaklarını düşünüp, bir hançer gibi saplanan ateşli konuşmalarının amacından kurtulabileceklerini sanmışlardı.
Ancak, Şeyh Bakır el-Nemr’in İmam Hüseyin’in (as) yolunda ve yönteminde devam etmesi, karşısındaki felaketler ve sorunlarla mücadelesiyle yayılması, Şialar, dünya özgürlükçüleri arasında ve özellikle Suudi Arabistan’da efsaneye dönüştü ve Suudi Arabistanlı Vahabiler tarafından şehit edilmesi onay mührü ve bu şehidin yolunun devamı oldu.
Şeyh Nemr; Eşsiz Bir Efsane
Şeyh Nemr 1959 yılında Katif şehrinde, Şia bir bölgede, bilgin ve alim bir ailede gözlerini dünyaya açtı. O, tanınmış siyasi ve dini bir şahsiyet sayılıyordu ve barışçıl, imanlı, mahrumları ve mazlumları savunmasıyla tanınıyordu.
Şeyh Nemr, iyi huylu ve güçlü bir kişiliğe sahipti, düşünce ve cihatçı yoluyla Hanif İslam dininin ilkelerine ve değerlerine bağlı kaldı ve ayrıca bölgenin olaylarına, gelişmelerine ve sosyal, politik ve kültürel olaylarına yakından dakik, zarif ve nesnel bakışı vardı.
Şeyh Nemr, uluslararası ve bölgesel arenada konferanslar düzenlemek gibi birçok faaliyet ve projesi oldu ve bazıları dini, entelektüel, sosyal ve politik düzeyde dikkate değer bir etki yaptı.
Bu düşünür Şia alim, birçok kez Baki mezarlığının yeniden yapılmasını istedi ve 2007 yılında el-Şerkiyye bölge valisine benzeri görülmemiş bir dilekçe verdi ve bu dilekçeye oradaki Şialarında görüşleri eklendi ve bu dilekçe o zaman Al-i Suud muhalifi Sa’ad el-Fakih’in övgüsünü aldı.
Ayrıca Suudi Arabistan’da Ehli Beyt (as) takipçilerine sosyal yolsuzluk ve siyasi baskı yapanlarla mücadele etmek amacıyla 2008 yılında bir örgütlenme başlattı.
Şeyh El-Nemr’in Kıyamı
2011’de, İslami Uyanış’ın başlamasıyla birlikte, Ayetullah Şeyh Nemr, Suudi Arabistan’ın vaazları ve öğretileri yasaklayan resmi kurallarına karşı geldi ve siyasal değişime odaklanan siyasal özgürlük hakkında ateşli konuşmalar yaptı.
Suudi Arabistan’daki 2011 siyasi karmaşada, Katif Şia bölgesinde protestolar ve barışçıl hareketler başlattı ve 16 yıldır tutuklu olan ve unutulmaya yüz tutmuş kişilerin serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Bu Şia alimi ayrıca, Suudi makamlarına Bahreyn halkının bastırılmasından dolayı itiraz etti ve Bahreyn halkını desteklemek için protesto hareketleri başlattı.
El-Nemr ateşli konuşmasında yalnızca kamusal eleştiriye, iyilik yapmaya ve kötülüğü yasaklamaya ve meşru talepleri ilan etmeye davet etti.
Ülkesinde adalet, demokrasi ve reform çağrısında bulunan, hiçbir zaman silahlı bir mücadele vermeyen ve hatta Suudi güvenlik güçlerine bir taş atmayı caiz bulmayan El-Nemr, Suudi güçleri tarafından defalarca tutuklandı, ancak Haziran 2012’de ateşli konuşması sebebiyle kez tutuklandığında, Suudi güçleri, ona dört mermi atarak tutukladı.
Suudi mahkemesi onu 2013 yılında yalan iddialarla idama mahkum etti. Al-i Suud, Şeyh Nemr’i susturmakla feryat ve protestoları da susturacağına inanıyordu, ancak 2 Ocak 2016’da Şeyh Nemr’in ömrünün sonuna gelindiğinde, Arap halkının özgürlüğü için ve Al-i Suud’un politikalarına karşı başka protestolar patlak verdi.
Bu Suudi Arabistan muhalifi Şia alim, Suudi Hükümeti’ni eleştirmeyi kanıyla ödedi, böylece kurtuluş ve adalet fideleri sabit kalacak ve bu fidan mazlum şehit Şeyh Nemr’in kanıyla sulanacaktır.
Suudi Arabistan Şiileri
Suudi Şiiler, stratejik ve petrol zengini bölge olan Heyz el-Şerkiyye’de yaşıyor ve Ahsa Şii bölgesi, dünyanın en önemli petrol ve gaz sahasının ana merkezi sayılıyor. Lakin bununla birlikte, Suudi yöneticileri ülkenin Şiilerini zulüm altında tutuyorlar.
İki ilde El-Ahsa ve El-Katif bölgelerinin bulunduğu El-Şerkiyye bölgesi, stratejik ve coğrafi konumuna rağmen ülkenin en fakir bölgelerinden biri olarak kabul edilir. Çünkü Suudi yöneticiler Şiileri baskı altında tutmak istiyorlar ve mezhepsel ve ekonomik bahane de dahil olmak üzere bir çok bahaneyle Şiileri bu bölgeden uzaklaşmak istiyorlar.
Al-i Suud’un baskıcı atmosferine rağmen, Şeyh Nemr gibi insanların varlığı, gençler ve özgürlüğü seven insanlar arasında; reformlar, toplumda demokrasi ve adalet kazanmak için umut alevlerine yol açtı.
Nemr Bakır el-Nemr’in şehit edilmesi üzerinden üç yıl geçti, Al-i Suud’un sütunları hala onun adıyla sarsılıyor. Nemr ateşli konuşmalarından birinde Al-i Suud Hükümeti’ne şu cümlelerle hitap ediyor: “Yarın beni tutuklamak için geleceğinizi biliyorum. Hoş Geldiniz! Bu sizin mantığınız ve yönteminiz: “tutuklama” ve “işkence” ve “öldürme”; Biz öldürülmekten korkmuyoruz! Biz hiçbir şeyden korkmuyoruz.”
İlk yorum yapan olun